Biga’da 27 Mayıs’ta meydana gelen olayda, 3 yıl evvel Mardin’den Biga’ya bağlı Kanibey köyüne mevsimlik emekçi olarak gelen evli ve 2 çocuk babası Hakkı Elalmış, köyde özel bir tavuk üretim çiftliğinde çalışmaya başladı. Hakkı Elalmış’ın akrabaları Abdullah Demir, eşi Türkan Demir ve 3 çocuğu da geçtiğimiz yıl Mardin’den köye gelerek buradaki diğer bir tavuk çiftliğinde çalışmaya başladı.
Olay günü Türkan Demir’in bulunduğu tavuk çiftliğine gelen Hakkı Elalmış ile Türkan Demir ortasında tartışma yaşandı. Tartışma büyüdükten sonra Hakkı Elalmış, çiftlikte bulunan kürekle Türkan Demir’i başına tekraren vurarak öldürdü. Çiftlikte çalışan öbür bir emekçi, bayanın kanlar içinde yerde yattığını görünce durumu eşi Abdullah Demir’e bildirdi. Olay yerinde hayatını kaybeden bayanın cesedi, Biga Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede eşinin süreçlerini yapan acılı eş Abdullah Demir’i teselli eden Hakkı Elalmış, çiftlikteki güvenlik kamerası imajlarını inceleyen jandarma takımları tarafından gözaltına alındı. Zanlı tutuklanarak cezaevine gönderildi.
SAVCILIKTA İTİRAF ETTİĞİ HATASINI, MAHKEMEDE KABUL ETMEDİ
Türkan Demir’i başına kürekle vurarak öldüren Hakkı Elalmış’ın birinci duruşması 25 Kasım tarihinde, Çanakkale 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanık Hakkı Elalmış, duruşma salonuna getirildi. Savcılıktaki sözünde cürmünü itiraf eden Elalmış, hakim karşısında çelişkili sözlerde bulunarak, tabirini tekraren değiştirdi.
Sanık Elalmış, savcılıktaki sözünde, “Türkan Demir ile eşim ortasındaki bir ay evvel olan uyuşmazlığı konuşmak üzere Türkan Demir’in yaşadığı tavuk çiftliğine gittim. Türkan Demir’in yaşadığı konutun kapısını çaldım. Meskende Türkan Demir ve çocukları bulunuyordu. Türkan Demir’e konuşmak istediğimi söyleyerek dışarıya çağırdım. Türkan Demir dışarıya çıktı. Kendisine bir ay evvel eşime söylediklerini hatırlatarak bu yaptıklarının yanlışsız olmadığını, bu formda konuşmamasını, yaptığının ayıp olduğunu, akraba olmamız nedeniyle yaptığının yanlışsız olmadığını, ‘bir daha bu türlü bir şey yaparsan kalbini kırarım’ dedim.
Bunun üzerine Türkan bana, ‘istediğini yap, hiçbir şey yapamazsın’ dedi. Rastgele bir hakaret içerikli cümle kullanmadı. Bu terslemesinin üzerine ben de sinirlendim. Birinci evvel kapının önünde bulduğum ahşap sopa ile boyun hizasına vurdum. Türkan bana ‘yapma’ dedi. Yere düşüp kalktı. Ben tekrar elindeki ahşap sopa ile bacaklarına gerçek vurdum. Bu esnada bana ‘yapma’ diye yalvarıyordu. Rastgele bir karşılık vermedi. Daha sonra kümese hakikat kaçmaya başladı. Ben de peşinden gittim, peşinden giderken elimdeki sopa düştü. Kümesin içerisinde bulduğum ahşap saplı kürekle omuz hizasına gerçek vurdum ve Türkan Demir yere düştü, elimdeki kürekle bedeninin her yerine vurmaya başladım. Vurdukça daha da sonlanarak, ‘sen durmayacaksın devam edeceksin’ diyerek vurmaya devam ettim. Küreğin ağızlığının ne vakit kırıldığını hatırlamıyorum. Lakin kırıldıktan sonra da elimde kalan ahşap sopa kısmıyla yüzüne, başına, bedeninin çeşitli yerlerine vurmaya devam ettim. Bu darbeler esnasında Türkan Demir, elimdeki sopayı tuttu. Ben de sopayı bırakması ve harekete devam edebilmek için gündelik işlerde kullandığım olay yerinde bulunan bıçağı art cebimden çıkardım ve Türkan Demir’i çeşitli yerlerinden bıçaklamaya başladım. Türkan Demir can havliyle kurtulmak için bana gerçek ataklar yaptı. Bedenimdeki sıhhat raporundaki izler bu halde oluştu. Ben Türkan Demir’i sopa ve bıçakla yaralarken hatırladığım kadarıyla büyük çocuğu beni engellemeye çalıştı. Fakat ben engellemesin diye çocuğu ittim ve hareketime devam ettim. Türkan Demir’i kaç dakika sopa ile darp edip, bıçakladığımı hatırlamıyorum. Lakin çok kez yüzüne sopayla vurdum. Daha sonra Türkan Demir hareketsiz kalınca olay yerinden koşarak uzaklaştım. Elimdeki bıçağı kaçarken düşürdüm. Olay yeri yakınında bulunan bıçak benim Türkan Demir’i bıçakladığım hata aletidir. Olay yerinden uzaklaşırken olayı gerçekleştirdiğim ahşap sopayı da kümesin art tarafında otların içerisine attım.
Daha sonra konutuma gittim. Konutuma girdiğim vakit eşim üzerime kanlı görünce ne olduğunu sordu. Ben de daha sonra anlatacağımı söyleyerek kıyafetlerimi çıkartarak makineye atıp çalıştırdım. Bunu yapmamdaki maksat kanıtları yok etmektir. Daha sonra banyoya girerek duş aldım. Duştan çıktıktan sonra kıyafetlerimi giydim ve eşime Türkan Demir’i yaraladığımı söyledim. Kendisi de bana, ‘nasıl bu türlü bir şey yaparsın’ dedi. Daha sonra kapıda meskenin önünde sigara içip olay esnasında giymiş olduğum botlardan kan izlerini temizledim. Bir vakit sonra Mehmet isimli akrabamızın eşi beni arayarak Türkan Demir’in hastanede olduğunu ve durumunun ağır olduğunu söyledi. Ben de İbrahim Yılmaz isimli akrabamla birlikte hastaneye gittim. Abdullah Demir oradaydı. Kendisine rastgele bir şey söylemedim. Hastaneye gitmemdeki emel çocuklarımın ve eşimin güvenliğini sağlayana kadar yakalanmamı engellemektir. Olay bir anlık sonum sonucunda denetimi kaybetmem sebebiyle meydana gelmiştir. Ben Türkan Demir’in yaşadığı meskene giderken, katiyetle öldürmeyi yahut kendisine ziyan vermeyi planlamadım. Yalnızca konuşmak istiyordum. Olay konuşurken kendimi kaybetmem sebebiyle meydana gelmiştir. Pişmanım, üzerime atılı suçlamaları anlattığım haliyle kabul ediyorum. Tabirime ekleyeceğim diğer bir konu yoktur” diye konuştu.
İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ
Savcılıktaki sözünde cürmünü itiraf eden ve cinayeti ayrıntılı bir halde anlatan Hakkı Elalmış, Çanakkale 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen birinci duruşmada hakim karşısında sözünü tekraren değiştirerek, kabul etmedi. Sanık Elalmış, mahkemedeki tabirinde, “Ben maktulü tanırım. Eşi Abdullah Demir ile akrabayız. Olay günü akşam saat 21.15 sıralarında ben tekrar Türkan Demir’in meskenine geldim. Abdullah’ı sordum kümeste olduğunu söyledi. Konutun içine girmedim. Türkan dışarı çıktı, kapının önünde konuşmaya başladık. Zira daha evvelce de eşimle ilgili iftiralarda bulunuyordu. Ben bu yaptığının ayıp olduğunu, akraba olduğumuzu söyledim. Türkan’ın elinde bıçak vardı. Bana bıçak sallamaya başladı. Ben bıçakla parmağımdan yaralandım. Ben daha sonra kendimi kaybettim. Yerde bir tane sopa vardı, sopayla vurmaya başladım. Türkan Demir’in elinden bıçağı alıp bıçakla rastgele vurmaya başladım. Ben kürekle Türkan’a vurduğumu hatırlamıyorum. Ben Türkan’a yalnızca birkaç defa bıçak salladığımı hatırlıyorum, gerisini hatırlamıyorum. Sonra da kendi meskenime geçtim. Nuri isimli arkadaşımın eşi beni aradı. ‘Türkan yaralanmış haberin var mı’ dedi. Ben de ‘yok’ dedim. İbrahim Yılmaz isimli arkadaşımı aradım, ‘acil hastaneye geçelim’ dedim. Aracıyla geldi, ben olaydan ötürü pişmanlık duymuştum. Türkan’ın durumunu merak ettim. Bir de elimden bir şey, yardımım dokunur mu diye hastaneye geldik. Orada Türkan’ın öldüğünü öğrendim. Ondan sonra jandarmaya ben kendim yaptığımı söyledim. Jandarmalar yanıma geldi, ben de orada jandarmalara cürmümü itiraf ettim. Sonra da hakkımda soruşturma başlattılar. Yaptığımdan ötürü çok pişmanım. O anlık sonla Türkan bana nahoş sözler kullandığı için bu aksiyonu gerçekleştirdim. Pişmanım” biçiminde konuştu.
lalmış’ın soruşturma evresindeki tabiri mahkemede okundu, çelişkili tabirler verdiği söylenen sanık Hakkı Elalmış bu kez da, “Eşim ile Türkan’ın ortası çok güzel değildi. Türkan sizin meskene gelen konuklar senin için geliyor formunda bir şey söylemiş bundan ötürü ortalarında bir soğukluk vardı. Benim jandarmada verdiğim sözlerin birçoğu yanlışsız değildir, kederimi anlatamadım. Ben bıçağı Türkan Demir’den aldım. Kendi üzerimde bıçak yoktu. Bu taraftaki sözüm yanlış geçmiştir. Yeniden ben jandarmada verdiğim sözde Türkan Demir’in eşini aldattığını söylemiştim, fakat bu da tabirde geçmemiş. Olay yerinde Türkan’ın çocuğu var mıydı bilmiyorum. Bu taraftaki beyanımda yanlış geçmiş. Ben Türkan Demir’e vurduktan sonraki kısımları hatırlamıyorum. Ben jandarmada ayrıntılı olarak vermiş olduğum görünen tabirleri ben vermedim. Benim şimdiki sözlerim daha doğrudur. Benim öldürme üzere bir kastım yoktu, o emelle gitmedim. Maksadım konuşmak idi. Türkan eşim hakkında yakışıksız şeyler söyleyince kendimi kaybettim” dedi.
Abdullah Demir (Solda) ve Hakkı Elalmış (Sağda)
25 Kasım’da Çanakkale 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen birinci duruşmada, Türkan Demir’in avukatları, sanık Hakkı Elalmış’ın hiçbir hafifletici neden ve indirim sebebi uygulanmaksızın tasarlayarak ve canavarca hisle öldürme cürmünden ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası uygulanmasını talep etti. Hakim duruşmayı 2 Şubat 2023 tarihine ertelerken, sanık Hakkı Elalmış’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi.